Hayatımızın akışı ve tüm faaliyetlerimizi sağlayan yaşam enerjisi, hem ayaklar kanalıyla yerden hem de tepe kanalla -ilahi enerji/aydınlanma biçiminde- gökten alınarak tüm sisteme dengeli biçimde yayılır ve geri salınır. İnsan sayısız faktör ve sebeple bu yaşam enerjisinin akışı, dengesi ve kalitesini bozarak tıkanma ve uyumsuzluklara sebep olur. Bu nedenle; topraklanma tüm düzeylerde hayati bir öneme sahiptir.
Eski insanlar içsel uygulamaların yanısıra her an merkezlenmiş, bağları sağlam durumdaydı, çünkü topraklanma olgusuyla içiçe, ona sevgi ve saygı duyarak, onu besleyip, ondan beslenerek, doğayla yaşıyorlardı. Modern insan, bir çok etkene bağlı olarak tüm düzeylerde iki merkezinden de (yersel ve göksel) kendini gitgide yalıttı, halbuki ilerlemeyi her şey gibi hem pozitif hem de negatif yönde kullanmak mümkündür. Modern insan kendini biyolojik maddesel kökeninden, geçmişinden, doğa ve topraktan kopartarak onu ötekileştirdi, aslı yerine ikamelerden beslenmeye ve bunun her seviyedeki mutasyonlarını yaşamaya başladı. Şüphesiz olanlar belli sebeplerle olması gerekendir; fakat kaderimizin de bir ölçüde çabaya, farkındalık, seçim ve sorumluluğa bağlı olduğu asla unutulmaması gereken bir noktadır. Bizler, ötekileştirdiğimiz öz parçalarımıza uyguladıklarımızı kendi merkezlerimize yansıtıyor ve boşaltım yapamıyoruz, böylelikle alabildiklerimiz de merkezlerimize yansıttıklarımız ölçüsünde olup bir kısır döngü yaratıyor. Öte yandan merkezlerin saflığı, kalitesi de bir nevi zehirlendi ve değişime uğradı. Bugün topraklanma kaynaklarımızın ve onlardan akan yaşam enerjisinin niteliği kadim zamanlarınkiyle aynı değil. İçtiğimiz suyu, yediğimiz besinleri, soluduğumuz havayı, işlediğimiz toprağı, elementleri, doğayı, hayvan ve bitki alemini içeren merkezi bilinç canlıdır ve her şeyle beraber bilincimizle etkileşim halinde olup ondan beslenir ve onu besler. Dolayısıyla pranik akışın eskisi niteliğinde hissedilememesinin sebeplerinden biri de bu merkezi bilince negatif anlamda güç yani kuvvet kullanımımızdır. Doğa ve kaynaklar üzerindeki negatif güç kullanımı eşleşerek bize belli tipte hastalıklar, doğa yıkımları, yokluklar olarak geri döner.
Bedendeki başlıca topraklanma aracı kök çakra; ayak tabanlarındaki çakralarla merkeze bağlanır enerji alır ve verir. Sanılanın aksine yerler ve yerdekiler yücedir; göklere çıkan enerjiyi besleyen, taşıyan ve gökleri dengeleyen elmanın öteki yarısıdır. Ayaklar tüm bedenin haritasıdır. Çok eski zamanlardan beri tanı ve tedavi yöntemi olarak kullanılan Ayak Reflekslojisi; bedendeki tüm sistem ve organların ayaklarda yansıması olduğu temeline ve ayaklardaki belli noktaların belli biçimlerde uyarılmasının da sıkıntılı alanların tedavisi için beyni uyardığı ilkesine dayanır. Oysaki bugün bedende ayaklar, en çok yükü taşıyan, narin bir mekanik mucize olmasına rağmen, en çok dışlanan, sevilmeyendir. Merkezlere, bedenimize olduğu kadar ayaklarımıza da yabancı, düşman, izole ve saygısız biçimde yaşıyor, gereken özeni göstermek, ihtiyaçlarını karşılamak şöyle dursun onları genellikle egosal ihtiyaçlar ve bastırmalar sebebiyle sürekli hırpalıyor ve hapsediyoruz.
Topraklanma yatarak, ya da ayakta somut, soyut ya da her iki kaynağı da kullanarak yapılabilir, topraklandığınızı hissetmek dışında herhangi bir süre, belirti vs. kısıtlaması yoktur. Kısa, huzurlu bir mola vererek, bir şeyler yeyip içerek, duş alarak da topraklanabiliriz. Önemli olan maddi köklerimizin farkındalığına gelmek ve onudan beslemek, onu beslemektir.
1. Topraklanmanın en bilinen ve kullanılan; yöntemi toprağın kendisidir; çıplak ayak toprağa, kumlara, çimenlere basın!
2. Elementleri (su, ateş, hava, toprak) somut / soyut biçimde kullanarak topraklanabilirsiniz. Mesela duş yaparken üzerinizden akan suyun sizi tüm negatif yüklerden temizlediğini hissederken bir yandan da nefes, ışık, imgeleme, olumlama gibi unsurları kullanarak topraklanmayı güçlendirebilirsiniz.
3. Doğanın parçalarını kullanmak topraklanmanın bir diğer biçimidir. Doğa yürüyüşleri yapabilir, rüzgarla, güneşle, bir su kaynağının sesiyle, bir ağaca sarılarak ya da hayvanlarla (mesela evcil hayvanlarınızla vakit geçirerek) topraklanma sağlayabilirsiniz.
4. Doğal taşlar topraklanmada kullanılan ve insanlarla rezonansa girebilen bir başka canlı kaynaktır. Doğal taşlarla çalışmak engin bir alandır, başlanmadan mutlaka güvenilir bir kaynaktan bu alana ait çalışma prensipleri edinilmelidir.
5. Reiki gibi enerji şifa sistemleriyle çalışıyorsanız bu alanlara özel topraklanma ve dengeleme tekniklerini kullanabilirsiniz.
6. Topraklanma için çok kaynağın bulunmadığı ya da kaynağa uzak bulunulan yerlerde mesela çok katlı bir apartmanın odasında ayak tabanlarınızı zemine ya da avuç içlerinizi duvara yaslayarak uygun bir imgeleme, nefes, ışık ve telkinle de destekleyerek topraklanabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder