Birazdan okuyacaklarınız kimseyi gücendirmek, yolu zorlaştırıp yokuşa sürmek ya da cesaret kırmak için değil; aksine pozitif eleştiriyle ilerleyebilen canlar, yolda karşılaşacaklarınız hakkında bilinçlendirme, cesaretlendirme ve yola koyulmaya çağrı içindir. Bu nedenle çok fazla özelleştirmeden ve örneklemeden konuyu özet halinde toparlamaya çalışacağım anlayan anlayacak, anlamayan da zaten selametle yolunda olacaktır.
Bir yolculuğa başlarken yolculuğun seyri, yolcunun esenliği ve o gemide onunla birlikte yolculuk edenler açısından, o yolculuğun neden, nasıl, hangi araçlarla ve nereye yapıldığı gibi detayları ve süreçleri öğrenmemiz ve bu süreçte öncelikle üzerimize düşen sorumluluğu almamız ve bunun çabasını göstermemiz gerekir.
“Şöyle bir yöntem de varmış, böyle bir şey yapıyormuş ve şunu, on dakikada şıp diye sağlıyormuş…” gibisinden aslı astarı bilinmeyen, sihirli değnekler diyarının hiç varolmamış masalsı aleminden pek moda cümleleri sık sık duyuyoruz… Bu alanda bilgi kirliliği, kavram karmaşaları, kalabalıklar, eksikler, mış gibi yapmalar, kurbanlar, mağdurlar, saldırganlar, yanılsamalar, belli bağlantıların dengesizliği ya da hiç kurulamamış olması, dahası bir dolu spiritüel illüzyon bol hem de çok bol... Böyle olması şaşırtıcı değil, insan ektiğini biçer. İnsan hayatı, sağlığı, enerjiler ve taşıdıklarımız oyuncak, amaçsız, gelişigüzel ve mekanik değildir. Her zaman görünen ya da zannettiğimiz biçimde yol almadıkları gibi asla bu şekilde de yol almazlar. Tercihleriniz ve yaşadıklarınız üzerinde kimse söz sahibi olmadığı gibi sizden başka kimse de onları değiştirmeye ya da ne yolu, nasıl seçeceğinizi belirlemeye muktedir değildir. Evet bir takım rehberlikler ve yöntem bilimler sayesinde bir takım değişimler sağlayabilirsiniz, ama bunların bir dönüşüm olmasını sağlayacak, açılan yolda yürüyecek ve soruları cevaplayacak olan da yine sadece sizsiniz. Bu nedenle yolculuğu, yolu, yolcuyu ve araçları, evrensel işleyişi, amaç ve anlamı, köken ve altyapıyı, potansiyelleri tanımak için zaman ve emek sarfetmeye gerçekten gönüllü olmadan, çaba ve sorumluluk almadan ne olursa olsun, kim olursanız olun daha ilerisine de açılamaz, gelenin de gidenin de kıymetini bilemezsiniz. Bu durumda dünyanın en iyi tedavisi, doktoru ya da gurusu bile olsa size bir fayda sağlamaz bir süre sonra başka doktorlara, tedavilere, gurulara, eğitimlere koşturmaya, oyuncaklarınızla oyalanmaya, olduğunuz yere çekilmeye, tekrar negatif yansıtmalara başlarsınız. Kaktüs tohumu ekip gül biçemezsiniz, doğanın dengesiyle oynayamazsınız, dahası bir şey ekmeden biçmeyi hiç bekleyemezsiniz ve unutmayın tohumlar asla sadece o güzel gün ışığıyla da beslenmezler, bunun türüne göre havası, suyu, fırtınası, engeli de vardır, olmalıdır yoksa güdük kalırlar. Herhangi bir yolculuğun ihtiyaca uygun doğru bir yolculuk olması, doğru bir kanalla, bilgiyle desteklenip deneyim, biliş ve bütünsel bir oluşla tedrici olarak, tevekkülle tamamlanabilmesi hayatidir.
Çok güzel, kısa bir hikayeyle sonlandırmak isterim.
"Bir usta nehrin kenarında çalışma yapmaktadır, yanına gelen bir genç diyaloğu başlatır...
Genç: Üstad, sizin öğretinize girmek istiyorum.
Usta: Neden?
Genç: Çünkü Tanrıyı bulmak istiyorum.
Cevap üzerine Usta, aniden genci boynundan yakalar ve suya batırır... Debelenme ve çırpınışlardan sonra genci sudan çıkartır ve bir süre kendine gelmesini bekler...
Usta: Söyle bakalım suyun altındayken en çok istediğin şey neydi?
Genç: Hava...
Usta: O zaman şimdi git ve Tanrıyı da havayı istediğin kadar istediğinde gel."
Genç: Hava...
Usta: O zaman şimdi git ve Tanrıyı da havayı istediğin kadar istediğinde gel."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder