17 Haziran 2017 Cumartesi

KALP BAĞLANTILARI


*Maddi-manevi, fiziksel, duygusal, zihinsel, ruhsal, bireysel, toplumsal sorunlarınızdan, sürekli sorunu yaratana yatırım yaptığınız sürece özgürleşemezsiniz, yanılsamalara kapılmayın.
*Zihni bilgilerin kalbe inmesi, içselleşip yaşamından fiziksel/zihinsel her seviyede taşması, mühürlenmesi, nefsin mutmain olması, kalbin emrinde olması için özellikle ilk eşiği geçene kadar TERBİYE şarttır. O nedenle eşikten geçene kadar hiçbir şeyi kendi haline bırakamazsınız ama bu zorlamayla hem zordur hem de tehlike ve sapma ihtimali boldur, başka yollar da vardır, lakin kişiye göre değişir.
* Şifa; "rağmen ve "birlikte" bir yoldur. Yol açıldıktan sonra, kalp bağlantısını, onu canlı tutarak boşlamamak bu nedenle önemlidir! Bu nedenle çalışmalar yanılsamalarla bırakılmaz! Bizimki daha çok şuna benziyor; hastayken küfürde sağlıklıyken şükürde olmak. Ve şuna benziyor; başına bir "şer" geldiğinde bağlantıya sarılmak, "hayır"da ise bağlantıyı unutmak... Biliyorsunuz işte bunu yapan nefsinizdir ondan bu haller.
*Ruh her daim, her surette hatırlar, hatırlatır, sarılır ve şükürdedir gidip gelmez ve bunu kalbinize mühürlemeniz gerekir sonra şeklen ne yapmanız icap ediyorsa zaten yapacaksınız orda bir sıkıntı olmaz. Ruhla nefs arasındaki bağlantıdır, yoldur kalbiniz. Ancak kalpte mühürlenen şey, nefse hakikatini bildirebilecek bir güce sahip olabilir, bu da ruh tarafından dilenirse verilir, dilenmezse verilmez amma dilendiyse layığıyla kullanmalı 
*Nedir bu kalp BAĞLANTILARI; içe bakış, sorgulama, tefekkür, meditasyon, enerji/şifa çalışmaları, ibadetler, dua, şükür, ilmi donanımlar vs.
*Sistemde; bir anahtara sahip olman demek, bahşedilmiş olması demek kapıyı açacaksın demek değildir, sen bunu son nokta sanıyorsun ya da bir şeyler sanıyorsun, derin bir oh çektin ve bıraktın vs... Oysa bir anahtara sahip olabilmen sadece başlangıç yapabilmen içindir ve bu çok büyük bir lütuftur nefsin tarafından heba edilmezse! Kapıyı açacak ve devam edecek olan kalbin gücüdür, anahtarla ve sadece seni, kalp kapısına getirir, yolunu taşlardan temizler, ışık tutar, açacak, yürüyecek, seçecek olan yine sensin ve bunu asla yarım akılla, yarım gönülle ve kalbin gücünü alan, ışığın önünü kesen nefste merkezlenerek, boşlayarak, kapılıp giderek, bir ileri iki geri şeklinde yapamazsın. Bunlar hoşuna gitmedi zoruna gittiyse, haklısın ya deyip yarın uçup gidecekse, nefsin kendine hoş, kolay ve geçici gelenlerle olduğundandır ve sonu mutlak hüsrandır.
*Nefsini bileneyse nefsi de helaldir, nefsini bilen kendini de rabbini de bilir, eşiği geçen zaten gidip gelmez ama bunlar süreçlerde, çok başka konulardır ki sanmayın nefsini bilene, eşiği geçene iltimas geçilir, her şeyden münezzehtir bilakis en çok o sorumludur ve çalışır, bağlantıların şekli ve niteliği dönüşebilir ama bakiliği ve asli olması asla değişmez derinleşerek, nizamla, dengeyle, çabasız bir çabayla artar, aksi yine hüsrandır ve yüksekten düşenin parçası bile bulunmaz. Evet genelde düşme olmaz yalpalama olur oralarda ama sıkça bahsedilen had bilmek için bu yeterlidir arif olana.
Aşklı meşkli haftalar olsun 

Hiç yorum yok: