17 Haziran 2017 Cumartesi

GECE EKSPRESİ



Sevinçler paylaştıkça büyür. Acılar da paylaştıkça büyür. Küçüldü sanırsınız... Çifte standarta bak 'acılar paylaştıkça küçülür' Çifte standart kimdendir bilirsin 
Paylaşılan her şey büyür!
Acınızı şifayla ya da şifa olabilecekle paylaşmadıkça paylaşmayın hele ki kolektif alanda...
Acınızı acı doluyken ya da acı dolu biriyle, böyle bir ortamda, acınıza acıyacaklarla, acınıza öfkeleneceklerle, acınızla kahrolacaklarla paylaştığınızda 10 korku 100 korkuyla konuşmaya, alışveriş yapmaya başlar ve bilin bakalım ne olur. Biliyorsunuz işte...
En güzeli sevgiyi paylaşın ve ne paylaşıyorsanız paylaşın ama sevgiyle, şefkatle paylaşın.


Bilgi, 
kalpte mühürlenmedikçe/hatırlanmadıkça içselleşmez, sizi dönüştürmez, ruha taşımaz. 
Bilgi,
ancak belli rehberlikler, anahtarlar ve azimle kalpte mühürlenince nefsani irade ve yanılsamalardan bağımsız, koşulsuz şartsız açılıp, sevebilir, anlayabilir ve affedebilir.


Bağımlılık ve bağlılık simya yılı kadar farklı.
Biri değişim biri dönüşüm demek.
Ölmek ve "ölmeden önce ölmek" arasındaki fark nasılsa öyle işte...


AŞKTA HER YOL MUBAHTIR.
Bunu diyen; yolu da yolcuyu da, Aşkı da mubahı da günahı da hakkıyla bilendir. Aksi aman! Bazı boyutları bambaşka bir yerden okuyunca ağız burun kırıyoruz sonra. Sapla saman ayrımı lütfen.


Halden anlayanlar ya o halin içinde olanlar ya da o halden geçmiş olanlardır, gerisi halden ancak kendi halini anlar.

Her zahiri için, batıni; küfürdür, korkudur ve şirktir. Böyledir bu.

Yakınlaştıkça göremezsin, bakarsın. 
Görme için mesafe şarttır, sempatinin olmaması, kimliklerden, yargılardan, özdeşmeden arilik şarttır. 
Bu nedenle insan en son ve en zor kendine objektif olur.
Bu nedenle de her şey seninle başlar seninle biter. 
Mesafe mesafesizliği, uzaklaşma yakınlığı, sınırlar sınırsızlığı taşır.



*Bir işlevi de sizi kendinize getirmek olan şeyleri, kendinizden geçmek için kullanırsanız durum oldukça vahim seyrediyor.

*Bu durum içinde, şayet kendinizden geçip kendinize gelebilirseniz, eskiden sizi kendinize getirmek için tasarlanan şeyleri artık kendinizden geçmek için kullanamazsınız!
ancak kendine getirmek için kullanabilirsiniz!

İlerleyip, ilerlemediğinizi, nerde nasıl durduğunuzu en net görebilecekleriniz
Katalizörler/ tohumlayıcılar / vesileler / aynalalar / gölgelerle ilişkilerinizdir. Bunlar;
1. Ebeveynleriniz, çocuklarınızla ilişkileriniz
2. Bireysel, ikili, toplumsal ve çoklu ilişkileriniz
3. Negatif atfettiklerinizle ilişkilerinizdir.
İtinayla açın, kullanın güzelleşin, güzelleştirin.
Herhangi birindeki negatif varoluş düzeyiniz (korku, endişe, acı, nefret, kıskançlık, sahiplenme vs.) ve kendini pozitif kılıflayan negatif varoluş düzeyiniz (tahammül, beklenti, fedakarlık, vicdan, kurtarma-kurtarılma isteği, gurur vs.) ilerleme yolunda olduğunuzu gösterir, belli eşiklerle yol sonsuz... Ta ki kendinize gelinceye kadar.
Evet bilinç zorlanmadan, acısız sancısız açılmaz, yok böyle bir paket; şunu alayım bu kalsın şeklinde, o yüzden bazı şeylerden köşe bucak kaçarken aslında neden kaçmaktasınız hesabınızı kitabınızı adam akıllı yapın!
ACI ARAMAYIN ama, acıyı kucaklamaya da gönüllü olun çünkü genellikle acınız korkunuzun üzerine çıkmadan ilerleyemiyorsunuz.
Her sancı çeken, zorlanan bilinç açılacak diye de bir kural yok. Farkı yaratan farkındalıktır, gören göz, idraktır bu da önce samimiyetle, hazır olmakla olur,
Sen hazırsan sana gönderilecektir, hazır olmayana gönderilmez, neyle muhattap olduğunu dosdoğru bilesin!

Aşk bahşedilen, ruh üflenen, idrak verilen biriciksiniz. Kendinize güvenin biraz, heder etmeyin, olmayın.


Hiç yorum yok: