19 Ekim 2017 Perşembe

SONBAHAR KAPIDAYKEN

Beni sevdiğin kadar, sevdiğin sürece, sevdiğin biçimde seni severim. Buna ticaret diyoruz, alış veriş diyoruz! Her ilişki bir alış-veriş dengesi değil midir. Öyledir. Ama Sevgi sadece vermektir, alış-veriş, ilişki, ikilik değildir.

Zihne 2 zıt komutu aynı anda verirseniz -paradoks- zihin iptal olur. Zihin hükümsüz olunca sen o zaman gör şenliği. O şenlikler ki elzemdir.

-Sevgi ve aşk bana farkını de! dedim.
-Aslında yok! ama sen gene de isteyeceksin... O vakit; sevgi her şeye dönüşür her biçime girer, aşk dönüşmez ama dönüştürür! dedi.

*Sevebildiğinizde anlamış olacaksınız, anladığınızda yargılayamayacaksınız, yargılayamadığınızda açık olacaksınız, açık olabildiğinizde özgürleşecek ve sevebileceksiniz. 
Ondan önce, sevgi bekleyecek, anlamayacak, yargılayacak, kapalı olacak ve bir köle olarak sevemeyeceksiniz.

*Duygu / düşünceyle özdeşleşmeden, mesafe alarak Aşk nasıl yaşanır?
O zaman Aşk olunur! ve Aşk olmadan, zaten Aşk yaşanmaz ki.

Tüm isimler surete büründü de birbirine zıt oldu, düşman oldu bir gün hepsini taşıyan gelip birleştirdi onları ya, insan onun aynasında gördü ya... 

Söyleyen, söyleten ve söz bir olduğunda artık ondan sual olunmaz. Olmadığında sual olunur.


Endişeleriniz hakkında endişelenmeyi bırakın . Bırakın endişeleriniz sizin hakkınızda endişelensin  Bu noktaya geldiğinizde göreceksiniz endişe falan kalmayacak evet aynen böyle.
Aynı şey hayaller konusunda şöyle işliyor; hayallerinizi kovalamayı bırakın, öyle bir hayal edin ki onu yaşayın; hayaliniz size koşarak gelsin. 
Zor mu bunlar şimdi? Yoo Çok kolay evet aynen böyle.

Çok basit karmaşaya gerek yok. Endişelendiğinizde, kafayı taktığınızda, öfkelendiğinizde, suçluluk duyduğunuda ya da herhangi bir negatif salınımda bağışıklığınız düşmeye başlar bunlar yeterli süre, belli şiddette tekrarlandığında belli hastalıklara sahip olursunuz sonra da bunlar için endişelenmeye başlarsınız. Endişelenmiycem hastalanmıycam derseniz gene aynı şey kapıdan kovarsınız bacadan girer bu kafa yapısı... İşte böyle cancağazım. Bu kimin işine gelir? Kimsenin. O zaman hiçbir şey hakkında endişelenmeyin. Herhangi bir negatif salınımı bastırın, görmezden gelin demek değil bu, o da aynı sonucu verir. Yol yordamdan ayrılmayın, kapılıp kayıp gitmeyin, muhattap olmayın bırak oynasınlar çocukla çocuk olunur mu gül, geç, eğlen, izle.
Zor mu? Değil. Elinde değil mi? Bir tek senin elinde, kendini kandırma, kaçak dövüşme. Zevk mi alıyorsun? Ha o zaman bol keyifler şikayet etmeyeceksin.


Öğrenci Üstadına biat ettiği,
Üstad Öğrenciyi kendinden öteye götürmeye gönül verdiği sürece ilerler...
Bundan önce bilginin korunmuş olması, kaynağı ve saflığı önemlidir, ondan sonra hakiki bir Üstad / Öğrenen olmak, her şeyden önce dilemek ve dileğine adanmak...


Şiir gibi yaşamalı insan öyle bir tat bırakmalı kendinde. Özellikle de sonbaharda güzel ekimmler yapmalı.

1 yorum:

İçimden geldiği gibi dedi ki...

Artik yazmiyor musunuz?