Hastayım, Sen hasta değilsin hasta olan beden!
Kırgınım, Sen kırgın değilsin kırgın olan duyguların!
Bu insan, şu şey kötü. Bu insan, şu şey kötü değil bunlar belli implantlar, bulutlar, parazitler; belli kalıplara, zihin yapılarına bağlanan!
Bunları farkedersen şifanın önü açılır ve hızlanır.
Kırgınım, Sen kırgın değilsin kırgın olan duyguların!
Bu insan, şu şey kötü. Bu insan, şu şey kötü değil bunlar belli implantlar, bulutlar, parazitler; belli kalıplara, zihin yapılarına bağlanan!
Bunları farkedersen şifanın önü açılır ve hızlanır.
***Nerde ne ektin ne biçiyorsun? Kaktüs ekip gül biçmeyi bekleyemezsin. Kaktüs ektin değiştirip hemen 1 günde yine gül biçemezsin. Kaktüs ektin mutlusun eyvallah. Kaktüs ekil"miş" bana diyorsan onun da hikmetini bilmelisin.
"En iyi strateji savaşmadan kazanmaktır."
İnsan daima kazanabilir mi?
Evet ama bunun için savaş-barış, kazanmak-kazanmamak, kurban-mağdur, olan-yapan-yaptıran gibi sınırların ötesine geçmiş bambaşka bir boyuttan işlev görüyor ve bu boyutu maddi düzeyle birleyebiliyor olmanız gerekir. Gene de savaşıyor görünmeniz gerekenler olacaktır bu halde gönlün merkezindekini perdelemeyecek olmanız gerekir. Gönlün merkezindeki; zahiride düşmanınızdır. Düşmanınızın adını batınide bilirsiniz bunu zahiride savaşırken dahi söyleyebilirseniz ne ala.
İnsan daima kazanabilir mi?
Evet ama bunun için savaş-barış, kazanmak-kazanmamak, kurban-mağdur, olan-yapan-yaptıran gibi sınırların ötesine geçmiş bambaşka bir boyuttan işlev görüyor ve bu boyutu maddi düzeyle birleyebiliyor olmanız gerekir. Gene de savaşıyor görünmeniz gerekenler olacaktır bu halde gönlün merkezindekini perdelemeyecek olmanız gerekir. Gönlün merkezindeki; zahiride düşmanınızdır. Düşmanınızın adını batınide bilirsiniz bunu zahiride savaşırken dahi söyleyebilirseniz ne ala.
İlla sevecem diyeni
böğürtürler, git derler, sevmek çok sağlam bünye ister derler neden? Çünkü hırpalayacaklar seni, senden seni çıkartacak doldurup boşaltacaklar, usuldendir şaşırmayacak, şaşmayacak, farkında duracaksın, kendinden korunacaksın ve tadına varacaksın. Uzaklaş kork diye değil demem yakınlaş cesaretlen diye!
Koşulsuz, yargısız sevmeden, ol'andan gayrı düşerek, aşk makamını yürüyüp yanıp dirilmeden kendini, başkasını, O'nu sevmen hakikatiyle mümkün mü?
Seversin gene seversin sevilirsin de ama korkuyla, duyguyla, düşünceyle, sınırlarla ve bunun sonuçları vardır... Sevmek var sevmek var. Yanmak var yanmak var. Bilmek var bilmek var... Yaşamak var yaşamak var... Derdin hesabın dermanın cennetin cehennemin ötesi berisi kendinle... O'ndan O'na neylerse...

Koşulsuz, yargısız sevmeden, ol'andan gayrı düşerek, aşk makamını yürüyüp yanıp dirilmeden kendini, başkasını, O'nu sevmen hakikatiyle mümkün mü?
Seversin gene seversin sevilirsin de ama korkuyla, duyguyla, düşünceyle, sınırlarla ve bunun sonuçları vardır... Sevmek var sevmek var. Yanmak var yanmak var. Bilmek var bilmek var... Yaşamak var yaşamak var... Derdin hesabın dermanın cennetin cehennemin ötesi berisi kendinle... O'ndan O'na neylerse...
...Acı, korkunun üzerine çıkmadan yola giren kimseyi görmedik biz dedi!
O vakit korkunun hakikatini görürsün, korkun diner, yaran da acın da kapanır ve ondan; buruk tatlı bir meltem salınır, şefkatle merhem olur. Bu nedenle bunlar verilir, sevgiden hep sevgiden... Seni soğan kabuğu gibi soyarız, binbir tonla donatırız. Yoksa ne bileceksin?! dedi...
O vakit korkunun hakikatini görürsün, korkun diner, yaran da acın da kapanır ve ondan; buruk tatlı bir meltem salınır, şefkatle merhem olur. Bu nedenle bunlar verilir, sevgiden hep sevgiden... Seni soğan kabuğu gibi soyarız, binbir tonla donatırız. Yoksa ne bileceksin?! dedi...
Bir şeyin tadını çıkartmakla canını çıkartmak arasındaki eşik; kendinize zulmettiğiniz noktadır orda durun.
Varoluş sözlüğünde keşke gibi bir kelime olmadığından sen bunu kullandığında şunu yapmış oluyorsun bknz: kendini bilmezlik, kendini yakmak. Yapmayın.
İnanmadığın bir şeyi göremezsin.
Gördüğün bir şeye inanmayabilirsin.
Görmediğin bir şeye inanıyorsan bu en muazzamıdır.
Gördüğün bir şeye inanmayabilirsin.
Görmediğin bir şeye inanıyorsan bu en muazzamıdır.
Bilge sorun görmez çünkü ol'anı görür. ol'anda zaten sorun yoktur. Sorun yoksa çözüme de gerek kalmaz. Bilgede soru cevap yoktur. Senin sorunun, dolayısıyla sorun varsa ve şayet bir bilgeye gidersen uzun, meşakatli ama muhteşem bir yolu göze almalısın. Arif, alim, bilge, aşık... hepsinde farklı araçlarla farklı tatlarla, ama aynı amacı, kendini göze almalısın.
Düşünsene rüzgara içerleyen bir ağaç, ağaca zulmettiğini sanan bir rüzgar... Böyle bir şey olabilir mi?
Dalın, esnemediğin için kırıldı demeyeceğim. Doğrudur ama yeterli değildir. Dalın kırılacak sen eğilip bükülsen de dalın kırılacak elbet! Konu, belirleyici olan; dalının kırılıp kırılmaması değil! Dalın kırıldığında ne hissettiğin, bunu nasıl alıp devam ettiğin. Konu; dalının kırıldığı zannın, konu; bir dal olduğun rüyasına kaptırıp her şeyi sadece bunun üzerine inşa etmen!

Eksik gediklerimizden biri :
'Güçlü olan yaşamda kalır!' Gücü ne sandık, ne anladık, ne atfettik? Güce fazlasıyla eril bir yaklaşımımız var o nedenle güç bizde kuvvete tekabül ediyor, kuvvetse insanı mahfeden temel şeylerden. Hal böyle olunca güçlü olduğunu zanneden kuvvetli insanlar oluyoruz ve rüzgara kafa tutup eğilip bükülmüyoruz...
Uyumlu olan yaşamda kalır! Neden? Çünkü gücün ölçü birimi uyumdur.
Uyum nedir? Uyum direnç gösterdiğinize uyumlanabilme, anlama, kabul edebilme, onun rehberliğini alabilme ve sevebilme, akabilme yetinizdir ve her şeyi açar genişletir. Şunun için evrim bunun için evrim şu zamanda bu mekanda şartlara göre vs. evrim diye bir şey olabilir mi? Olamaz! Evrim evrenseldir, temel yasalar zaten bellidir ve çelişmez.
'Güçlü olan yaşamda kalır!' Gücü ne sandık, ne anladık, ne atfettik? Güce fazlasıyla eril bir yaklaşımımız var o nedenle güç bizde kuvvete tekabül ediyor, kuvvetse insanı mahfeden temel şeylerden. Hal böyle olunca güçlü olduğunu zanneden kuvvetli insanlar oluyoruz ve rüzgara kafa tutup eğilip bükülmüyoruz...
Uyumlu olan yaşamda kalır! Neden? Çünkü gücün ölçü birimi uyumdur.
Uyum nedir? Uyum direnç gösterdiğinize uyumlanabilme, anlama, kabul edebilme, onun rehberliğini alabilme ve sevebilme, akabilme yetinizdir ve her şeyi açar genişletir. Şunun için evrim bunun için evrim şu zamanda bu mekanda şartlara göre vs. evrim diye bir şey olabilir mi? Olamaz! Evrim evrenseldir, temel yasalar zaten bellidir ve çelişmez.
Sarsıcı dönüşümlerde kopmamanızı, uyumlanmanızı, rehberlik almanızı sağlayan ve yaşamınızın normal rutininde ne yazık ki çok değer biçmediğiniz öyle canlar, cevherler vardır ki aslolan... bunlarla hemdem olan insanın düşmesi, kayması, yitmesi, pusulayı şaşırması mümkün değildir: Mizah, hayal, iman, şarkı, şiir, dans, doğa ve Aşk! İtinayla kullanın lütfen. Her insan yaşamın üstadıdır. Üstadlara yakışanlardan ayrılmayın. 'Herkesi hayal kırıklığına uğratabilirsiniz' kendinizi uğratmayın, kendinize geldiğiniz sürece kimselere, hiçbir şeye bir şey olmaz zaten.
İzleyen olmak ve özdeşleşmemek... Yeterli midir? Hayır ama ilk maddedir. Konu bu değil, burda kalmaz. Bundan sonra illa ki eylemde bulunan ve benliğe girme gelecek gelmeli de. Konu şu; izleyen olma ve özdeşleşmeme ne kadar içselleşirse eylem ve benlik o denli akışla ol'ur.
Şipşak reçete olur mu olmaz
ama olur arayana;
Birbirini takip eden 21 gün aksatmadan sadece şunlara ya da tek bir tanesine tam eğilin yeter...

Birbirini takip eden 21 gün aksatmadan sadece şunlara ya da tek bir tanesine tam eğilin yeter...
*Herşeye ayırtetmeden saygı ve sevgi duyun sevgi verin ve alın!
*Gönülden şükran duyun, hayal edin, dua edin, konuşun, dinleyin!
*Kendinize evet kendinize! dürüst olun!
*Hiçbir şey hakkında korkuya ve endişeye kapılmayın güvenin ve kabul edin olanı!
*Farkında olun, anda kalın, izleyin!
*Sabredin! (Sabır kendinedir.)
*Gönülden şükran duyun, hayal edin, dua edin, konuşun, dinleyin!
*Kendinize evet kendinize! dürüst olun!
*Hiçbir şey hakkında korkuya ve endişeye kapılmayın güvenin ve kabul edin olanı!
*Farkında olun, anda kalın, izleyin!
*Sabredin! (Sabır kendinedir.)
Gönlünü bir tek gelip geçmeyene bağla ki her şeyi onunla bilebil, yaşayabil! Gerçeklik halısı; şekiller zamanlar mekanlar bedenler madde ayağının altından çekildiğinde ne olduğunu bilebil, puslanma, düşme! Nedir bu gelip geçmeyen? Senden gören, senden içeri ve dışarı izleyen, farkındalığı dahi farkeden, "sen" olmadığında dahi olan ve baki olandır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder