19 Temmuz 2016 Salı

LOTUS... Gördün mü, Bildin mi, Oldun mu hiç?! Çamurun içinden ışıyan... Bakan göz çamuru, gören göz O'nu yaşar, her anıyla olanı...
Uygarlıklar yükselir ve çökerler. Yıldızlar doğar ve ölürler. Sevdiğimiz insanlar gelir ve giderler... Mevsimler geçer. Ve biz tüm bunlara dayanırız. Biz çöker ve sonra yükseliriz. Bir süre sonra yükseliş ve çöküş aynı birleşik devinim haline gelir. Ne olursa olsun SEVeriz. Çünkü bu bizim kimliğimizdir. SOLARA -Küçük Bir Gezegende Nasıl Büyük Yaşanır?- Emirleri nerden, nasıl aldığımıza dair ayık kalmamız dileğile - 

7 Temmuz 2016 Perşembe

'ACININ ÇARESİ ACININ İÇİNDEDİR.'

"The cure for pain is in the pain" Rumi
Peki biz ne yaptık allı pullu kelebeklerin peşinden koşup tüm o hikmetli sürüngenleri toprağın altında ezdik, biz ne yaptık her cilalanmada sürtünmenin acısıyla konfor alanımızı özledik ve ilk fırsatta en bilinen, en kolay bulunan, en hızlı uyuşturucularımıza, en tatlı rüyalarımıza sığındık ve tüm bunları belki de "sevgi" sandığımız adına, acıdan, kendimizden, hakikatimizden kaçınmak için yaptık oysaki kaçarak, Sevgiden de kaçtığımızı bir türlü anlamak istemedik, kendimize zerre şefkat gösteremezken kendi dışımızdaki her şeyden sevgi dilenmeye başladık ve sonra bilin bakalım ne oldu tanıyamaz, duyamaz, göremez, bilemez, yapamaz, tutamaz, yorgun ve hasta hale geldik 
Her şey denmişti, yapılmıştı, o yollar yürünmüştü, 'gökkuşağının altında yeni bir şey yoktu' da eh işte biz daha yeni yürüyecektik Sevgiyi tüm sevgisizliğimizle, kör, topal ama bir şekilde, bir zamanda, tüm varolanla, nasip ölçüsünde, Aslı'mıza 
Bir Usta kendi Ustasından beslendiğinden doğuştan sanatçıdır, sanat; yaşam ve yaratımdır, yaratım ve yaşam sadece güneşle olmaz dinamizmdir, yaratım fırtına gerektirir ve nihayetinde çiçeklendiğinde varolanı kabul, kucaklama, dönüşümü getirmesi beklenir ve işte bu şekilde tüm o sancıların içinden Sevgi doğurulur aksi takdirde insan kısır kalır, potansiyelini gerçekleştiremez.
Bir Usta; zehirden panzehir üretebilendir.
Ustaların istidadı daima şiddetli fırtınada test edilir. Fırtına Usta için bir ceza, bir küfür değil, bir nimettir, rahmet yağmurudur, sevildiğinin, el verildiğinin, gözetildiğinin işaretidir.
Bu çilekeşlik ve azap değildir aksine... Kömürü elmasa dönüştürmedeki sistem yazılımıdır.
Elmas kömürden daha mı iyidir? Hayır! Fakat ayrıdır, ayrı bir anahtardır ve farklı kapılar açar!
Lütfen geminizi her fırtınada terketme meylinde olmayın, tadını çıkartabilmeyi, gördüğünüzü sandığınızın ardını görmeyi yılmadan, Aşk'la dileyin, Ustanıza, kendi içinizdeki Ustaya güvenin, yolunu fırtınalarla, güneşlerle temizleyin, konuşun, sorun, dinleyin bakın manzaranız, rotanız nasıl değişecek. 

HALA HAYATTAYSAK

50 savunma mekanizması, 150 korku, 300 negatif bilinçaltı çekirdek kalıp, 500 yargı, 1000 tane affedememe yükü, 3000 geçmiş gelecek bıdıbıdısı, hesap kitap, beklenti ile halen yaşayabiliyor nefes alabiliyorsak bir nedeni vardır! Nasıl bir Rahmettir ki bu bunca yükün altında yaşatılırsın! Çünkü bunun bir nedeni vardır! Buna şükredip ilerlemek... Hiç olmazsa burdan bile ilerleyebilir insan... Bunlarla nasıl bir mutluluk tablosu çizeceksin, ne umuyorsun, hiç birinden mi ders almadın dönüp duruyorsun? Bırak hepsini, an zamanda şartsız şurtsuz erit sevginle, hakikatinle erit. Bak sen nasıl mutluluğun, huzurun ta kendisisin... Zaman, mekan ve tüm biçimlerin, ikiliğin, tüm yanılsama ve formların ötesindesin hepsi ve hiçbiri olan teklik, bütünlük, birliksin. Güneşi balçıkla sıvamaya çalışmak son derece ızdırap verici, bir zaman kaybı bir bilsen. Olmaz öyle şey, olamaz, mümkün değil! Olmadığını kendin bilene, anlatana dek adım adım devam yaşatılmaya...